Bir Efsanedir Çanakkale

Büyük devlet ve millet olmanın göstergelerinden biri de tarihindeki olayların büyüklüğü kadar büyük hatırlayışlar yahut hatırlayış tarzındaki büyüklüktür. Bir toplumun yaşayan tarihi, yaşayanların hayatında ve hafızasında biriktirdiği, yaşattığı ve yaşadığı kadardır. Çünkü insanlar gibi toplumlar da hayatlarını yaşadıklarıyla, hatırladıklarıyla ve bunları yorumlama çabalarıyla biçimlendirir. Tarih, yaşanmış, tamamlanmış ve kapanmış bir geçmiş zaman dilimi değil halen devam eden ve edecek olan bir süreçtir. Bu yüzdendir ki, büyük tohumlar varoluşlarındaki dönüm noktalarını nisyanla malul insan hafızasına terk etmezler, ortak hafızalarını tazelemeye, güçlendirmeye ve güncelleştirmeye çalışırlar. Ama hayatlarını tarihe taşıyarak değil, tarihi hayatlarına, yaptıklarına ve yapacaklarına taşıyarak…

Bugün 18 Mart 2016. Çanakkale Savaşı 101 yıl önceydi. Bugün Çanakkale Boğazı’nda kazandığımız zafer Özel Ankara Maya Okullarının sahnesinde tekrar tekrar hayat buldu. Gidenlere ağladık, dönmeyenlerin ardından “Vatan sağ olsun.” diye haykırdık, 200 kiloluk toplara Seyit Onbaşı ile omuz verdik, Mehmetçiklere kına yaktık, Anzak annelerine Atatürk’ün kaleminden değil gönlünden taşıp gelenlerle seslendik, “Onbeşli”lere türkülerle ağladık…

Aziz Şehitlerimiz,
Temiz kanlarınız ile suladığınız vatan topraklarında rahat uyuyunuz. Emanetinizin bekçisiyiz. Bu duygu, düşüncelerle ve 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle başta Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere, gözlerini kırpmadan kanlarını bu topraklara akıtarak sonsuzluğa ulaşan aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anarken, tarihi boyunca topraklarına her zaman sahip çıkan yüce ulusumuza şükranlarımızı sunuyoruz.

18
Mar
2016